akif Desing_by Akif
Mesaj Sayısı : 172 Kayıt tarihi : 18/01/08
| Konu: İbrahim Sadri - Ellerimizin Büyük Boşluğu Perş. Tem. 31, 2008 12:54 am | |
| Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz Sana gelmek Sana gelmek, orada kalmak istiyoruz Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz Başımızın okşanmasını gözyaşımızın silinmesini, Kolumuza girilmesini istiyoruz Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz Rüzgarın sesini, ırmağın sesini Dağların dağ, denizlerin deniz, kadınların kadın, çocukların çocuk Erkeklerin erkek, ekmeğin ekmek olduğu bir dünyayı yeniden isterken Seni istiyoruz aslında. bunu söyleyemiyoruz
Her yer gece, çok gece Ve biz meleklerini istiyoruz rabbim Çok yenildik yetmez mi? Bir bankanın önünde, bir koltuğun altında, bir ziyafetin ortasında Bir günahın tenhasında Büyütüp durduk siyahı
Gece gece gece Her yağmur tanesini bir melek indirirken yer yüzüne Her yalanı yüz şeytan taşıyor olabilir mi ? Bilmiyoruz Çünkü Bilincimiz içerken binlerce yılın karmaşık şurubunu Kameraya bakıp kalabalık şeyler söylemek ve gülümsemekle meşgulüz şu an Sonra oturup düşüneceğiz bütün olanları Yusuf’u düşüneceğiz, Yakup’u, Musa’yı İsa’yı düşüneceğiz, Nuh’u ve öbürlerini ve Efendimizi Efendimizi !
Kuyular kuyular kuyular kazdık Bir nefes üflemen için yer yüzü bataklığında sazdık kestik Kendimizi deldik yaktık Sonra sana değil dünyaya aktık Dünya ki mescittir biz onu otel yapmışız Kalktık ki yenilmişiz değişmişiz azmışız Bir sızı kalmış içimizde başka bir şey yok Bu sızıdan yol bulup kapına dayanmışız
Bir çocuk oyuncağını alamamış Bir kız sevdiğini saramamış Bir anne kollarını açıp bekliyor oğlunu Bir adam paramparça bir çift göz için Birisi ekmek götürememiş evine birisi aşk Birimiz dünyayı kurtaracak Birimiz yarını Birimizin aklı tutuşmuş yanıyor
Geldik işte bunlar ellerimiz Açılmış bak bilirsin ne diye ki bilirsin biz bu ellerle neler işledik Açtık işte bunlar ellerimiz Burası dünya Şu biziz Bunlar da ellerimiz Öyle açık öyle acemi öyle boş Öyle mahcup öyle dalgın öyle boş Öyle boş
Senin değil miyiz hepimiz ? Senin değil mi her şey Alırsın kime ne verirsin kime ne ? ve bu açtığımız eller senin değil mi? Senin değil miyiz rabbim Bir yıldız bir ağaç bir buğday tanesi kadar
Kimsesiziz kime gidelim Yaralarımız var kime Sıcak bir şey arıyoruz kime Merhamet istiyoruz kime Bağışlanmak istiyoruz kime gidelim Sorumuz ve cevabımız aynı değil mi? Yorgunuz kaybetmişiz dalgınız kırgınız küsmüşüz Bu çocuklar birer birer kaybolurken sisler içinde kime gidelim Çok yürüdük yollar kayboldu yol olduk sana geldik Ne getirdin deme bize senden başka neyimiz varsa o bizim yokumuzdur
Geldik işte bunlar ellerimiz Bunlarda ellerimizin büyük boşluğu Beş duygum harab, altı yönüm harap On parmağımda on acı ya Rab Denize dalan bir desti nasıl tahammül etsin suya Fırlattın beni dünyaya Yeniden al kucağına, çağır beni yeniden Ve saman çöpünü kasırgada bırakma Büyük bir kapının önünde bir karınca vurmuş kapıyı bekliyor Kapı açılacak yoksa niye var Rahmet örtecek günahı Geride kalacak gazabın adımları Duyulacak büyük bahçenin o büyük şarkıları Sunulan şarabı çekinmeden içeceğiz Görüneceksin durmadan kendimizden gececeğiz Görüneceksin her şeyimizle sana göçeceğiz
Ol dedin olduk senden Gel dedin geldik sana Başımız yerde Açtık ellerimizi sevgilinle birlikte Bize bak çekip çıkalım uçurumlardan Bize bak çıkalım dünyanın bütün kulluklarından Parçansak al bizi bir daha ayırma evinde uyuyalım Yabancıysak dost ol bize senden ayrılmayalım Elimiz açık başımız ve ruhumuz secdede durmuş bekliyoruz Sevdiklerin aşkına sevenlerin aşkına İnşirah inşirah inşirah Ayetin değil miyiz ya ALLAH | |
|